
KAYSERÄ° BAROSU
KAMUOYU DUYURUSU
Değerli Meslektaşlarımız,
Sigorta aracılık hizmetleri ya da hasar takip merkezi gibi adlarla faaliyet gösteren ve avukatlık yetkilerini gasbederek vatandaÅŸlara büyük maÄŸduriyetler yaÅŸatan kiÅŸi ve ÅŸirketlere yönelik ÅŸikayetlerin artması üzerine baromuzca bir çalışma yapılması zarureti hasıl olmuÅŸtur. Konunun daha saÄŸlıklı anlaşılabilmesi adına öncelikle sorunu izah etmeye çalıştık. Bu kapsamda aÅŸağıda arz ettiÄŸimiz hususların bilinmesini ve bu kiÅŸilerin tespiti noktasında desteklerinizi talep ediyoruz.
Malum olduÄŸu üzere trafik kazaları nedeniyle meydana gelen maddi zararların (maluliyet zararı ya da destekten yoksun kalma zararı) tazmini için ya sigorta ÅŸirketine baÅŸvuru yapılmakta ya da dava açılmaktadır. Ancak son birkaç yıl içerisinde özellikle zararın ödenmesi için sigorta ÅŸirketlerine yapılan baÅŸvuru iÅŸlemleri bir kısım kimseler tarafından büyük bir rant olarak görülmüÅŸ ve bu alanda insani duygular ve kurallar hiçe sayılarak, avukatlık yetkileri gasbedilerek büyük bir sektör oluÅŸturulmuÅŸtur.
Meydana gelen bir kazadan hemen sonra henüz kazanın ÅŸokunda olan kazazede veya ölü yakınlarının tanınmayan kiÅŸilerce herhangi bir talep olmamasına raÄŸmen hastanede veya evde ziyaret edildikleri, farklı kiÅŸilerce defalarca telefonla aranıldıkları, vekaletname verilmesi yönünde ısrarla talepte bulunulduÄŸu hepimizin özellikle son zamanlarda sıkça gördüÄŸü/duyduÄŸu bir vakadır.
Sigorta aracılık hizmetleri çalışanlarının vekaletname aldıkları ya da iletiÅŸime geçtikleri kazazede veya ölü yakınlarından bazıları ile yaptığımız görüÅŸmelerde;
-Bu tür ÅŸirketlerin “sigorta aracılık hizmetleri” ya da “hasar takip merkezi” gibi isimlerle faaliyet gösterdikleri,
-Talep olmaksızın iletiÅŸime geçildiÄŸi,
-Kendilerine nasıl ulaşıldığı, arayan ya da ziyarete gelen kişilerin kazadan nasıl haberdar oldukları konusunda bilgi sahibi olmadıkları,
-Genellikle telefon ile ulaştıkları, bazen de cenaze evinin veyahut da kazazedenin ziyaret edildiği,
-Arayanların genellikle ÅŸirket yetkilisi olduklarını belirttikleri bazen de avukat ya da avukat yardımcısı olarak kendilerini tanıttıkları, bazen de “bakanlıktan arıyoruz” denilerek iÅŸe resmi bir hüviyet kazandırılma çabasının olduÄŸu,
-Kaza günü baÅŸlamak üzere kaza gününü takip eden günlerde de çok sayıda ve de farklı kiÅŸilerden telefon aldıkları ve ısrarlı davranıldığı, aramaların 1-2 yıl geçmesine raÄŸmen halen devam ettiÄŸi,
-Çok kısa bir süre içerisinde ve fazlaca bir tazminat hakkı alacağının tahsil edileceÄŸinin taahhüt edildiÄŸi,
-Bazen emeklilikle ilgili bir durum olmasa dahi emeklilik hakkının saÄŸlanabileceÄŸi ya da çocukların tüm eÄŸitim masraflarının devletçe karşılanması baÅŸvurusunda acağı gibi gerçeÄŸe aykırı taahhütlerde/beyanlarda bulunulduÄŸu,
-Zarar gören ve yakınlarından sadece bir kiÅŸinin deÄŸil birden fazla kiÅŸinin aranıldığı, aranılan kiÅŸinin olumsuz cevap vermesi halinde zarar görenin yakınlarından baÅŸkalarının aranıldığı,
-Kazayla ilgili bir avukata vekaletname verilmiÅŸ ise bu durumda da kendilerinin devamlı sigorta ÅŸirketleri ile çalıştıklarını ve bu sayede kurulan iliÅŸkiler nedeniyle daha kısa sürede ve daha fazla tazminat alabileceklerini söyledikleri, kendilerinin uzman olduÄŸunu ve bu konunun uzmanlık gerektirdiÄŸini, avukatın ise uzman olmadığını veyahut da yapacakları iÅŸlemlerin avukat ve mahkeme ile ilgisinin olmadığı, baÅŸka bir alacağı tahsil edeceklerinin söylenildiÄŸi veyahut da yapılacak baÅŸka bir iÅŸin olduÄŸuna ikna edilmeye çalışılarak vekaletname alındığı,
-Kolay kolay avukatla görüÅŸme olmadığı, genellikle sıfatının ne olduÄŸu bilinmeyen bir kiÅŸi ile tüm görüÅŸmelerin yapıldığı,
-GörüÅŸme yapan kiÅŸi dışında kimseyi tanımamasına raÄŸmen verilen vekaletnamede bazen 20-30 kiÅŸinin vekil tayin edildiÄŸi,
-Vekil tayin edilen 20-30 kişi arasında genellikle sadece bir avukatın olduğu,
-Somut olaya özel bilgiler dikkate alınmaksızın (kusur, maluliyet, gelir vs.) her dosyada tazminatın alınacağının söylenildiÄŸi, daha da ileri gidilerek taahhütte bulunulduÄŸu, olumsuz ihtimaller hakkında bilgilendirmelerin yapılmadığı,
-Bilgi ve belge almada zorluklar yaşanıldığı,
-Bazı avukatların da bu tür ÅŸirketlerle birlikte hareket ettikleri,
-Sigorta baÅŸvurusu iÅŸlemi karşılığında bazen %40-50 gibi çok yüksek oranlardaki ücretlere sözleÅŸme imzalatıldığı,
ÅŸeklinde ÅŸifahi bilgiler edinilmiÅŸtir.
Yukarıdaki hususlar da göstermektedir ki, sigorta aracılık hizmetleri veren ÅŸirketler bir ÅŸekilde kazazede veya ölü yakınlarına rahatlıkla ve de hemen ulaÅŸabilmektedirler. Ancak bunun için bir sisteme ve kiÅŸilere ihtiyaç duydukları ortadadır. Zira, genellikle “sigorta aracılık hizmetleri” “hasar takip merkezi” gibi isimlerle kurulan bu ÅŸirketler yurt genelinde ya da birden fazla ÅŸehirde faaliyette bulunmaktadırlar. Sistemin nasıl iÅŸlediÄŸine ve kazaların kendilerine nasıl ve kimler tarafından haber verildiÄŸine yönelik yaptığımız araÅŸtırmalar ve meslektaÅŸlarımızın ÅŸifahen bildirdikleri olaylar neticesinde oluÅŸan kanaat ÅŸu ÅŸekildedir:
Kazadan nasıl haberdar oldukları;
Bazen ÅŸirket merkezi kazayı haber alır almaz kazanın meydana geldiÄŸi yerde varsa ÅŸirket çalışanına kazayı bildirmekte ve zarar gören veya yakınları ile irtibata geçmesi saÄŸlanmaktadır. EÄŸer kazanın meydana geldiÄŸi yerde ÅŸirket çalışanı yoksa telefon ile irtibat kurulmakta, hatta ÅŸehir dışından ziyarete dahi gelinmektedir. Bazen de kaza, o bölgedeki ÅŸirket çalışanı tarafından bizzat öÄŸrenilerek ÅŸirket merkezine bilgi verilmekte ve zarar gören veya yakınları ile irtibata geçilmektedir. Her iki ihtimali de kısaca arz etmek istiyoruz. Åžöyle ki;
1-Kazanın meydana geldiÄŸi yerdeki ÅŸirket çalışanı tarafından kazanın öÄŸrenilmesi:
EdindiÄŸimiz kanaate göre büyük ÅŸehirlerde genellikle ÅŸirketin bir çalışanı bulunmaktadır. Ä°ÅŸi büyüten bazı ÅŸirketlerin neredeyse her ilde ÅŸubesi, çalışanı bulunmaktadır. “90’ıncı ÅŸubemizi açtık”gibi beyanlarda bulunulduÄŸu öÄŸrenilmiÅŸtir. Bazen de özellikle küçük bölgelerde bir ÅŸirketin ÅŸube açmadığı, çalışanının bir iÅŸ sözleÅŸmesi ile deÄŸil de komisyon karşılığında çalıştığı, haber aldığı kazayı merkeze bildirdiÄŸi ve karşılığında da %10 gibi bir komisyon aldığı, komisyoncunun tek vazifesinin kazayı ÅŸirkete bildirmek olduÄŸu, bunun dışında baÅŸkaca bir hizmette bulunmadığı, bu denetimsiz bırakılan sektörün iyice büyümesiyle birlikte komisyoncu ÅŸeklinde çalışan çok fazla sayıda kiÅŸinin olduÄŸu, neredeyse küçüklü büyüklü her bölgede bulunan bu komisyoncular sayesinde de farklı farklı çok sayıda ÅŸirketin her kazadan haberdar oldukları neticesine ulaşılmıştır. Tüm kazalardan neredeyse eksiksiz olarak haberdar olmaları nedeniyle iÅŸin kamu görevlileri yönünden de incelenmesi ve kamu görevlilerinin de bu ÅŸirketlerle birlikte hareket edip etmediklerinin araÅŸtırılması gerektiÄŸi kuÅŸkusuzdur. Özellikle küçük bölgelerde o bölgenin komisyoncusunun her kazadan hemen haberdar olma imkanı sayesinde bu tür ÅŸirketler kolaylıkla her zarar görene veya yakınlarına ulaÅŸma imkanına sahiptirler.
Birçok defa da cenaze evinin söz konusu ÅŸirket çalışanları tarafından 1-2 gün içerisinde ziyaret edildiÄŸini, vekaletname toplamaya çalıştıklarını hepimiz görmüÅŸüz, duymuÅŸuzdur.
Normal bir vatandaşın dahi bu iÅŸlere girerek ya “komisyonculuk” yapmaya baÅŸladığı ya da komisyon karşılığında zarar görenleri komisyonculara yönlendirdiÄŸi, böylelikle “komisyonculuk” zihniyetinin topluma yayıldığı, akrabalara yapılan geçmiÅŸ olsun ya da baÅŸsaÄŸlığı ziyaretlerinin kazanç ziyaretlerine dönüÅŸtüÄŸü, toplumumuzun bu yönüyle de yozlaÅŸma içerisine girdiÄŸi iÅŸin vicdan sızlatan baÅŸka boyutlarıdır.
2-Kazanın ÅŸirket merkezi tarafından öÄŸrenilmesi:
Bu aÅŸamada ÅŸirket merkezinin özellikle kazanın meydana geldiÄŸi yerdeki ÅŸirketin çalışanı veya anlaÅŸmalı olduÄŸu komisyoncu sayesinde bilgi sahibi olduÄŸunu belirtmek isteriz. Ancak bazen kazadan hemen sonra deÄŸil de birkaç ay veya daha uzun bir süre sonra zarar gören veya yakınları ile irtibata geçildiÄŸi de görülmektedir. Bu durumda bazı kazaların merkezden bir ÅŸekilde öÄŸrenildiÄŸi sonucu çıkmaktadır. Bunun ise ilgili sigorta ÅŸirketinin genel merkezindeki görevlilerin bu tür ÅŸirketlere bilgi vermesi ile mümkün olduÄŸunu düÅŸünüyoruz. Zira, kazadan sonra uzun süre hiçbir irtibat kurulmamış olan zarar gören veya yakınlarının uzun süre sonra aranılması, tüm kazaların tek tek elden geçirildiÄŸi, dosyalarının incelendiÄŸi ve tazminat çıkabilecek dosyaların-kazaların sigorta ÅŸirketlerince bu tür ÅŸirketlere bildirildiÄŸi ÅŸüphesini taşımaktayız.
Vatandaşların nasıl zarara uğratıldıklarını izah edecek olur isek;
Bu tür hizmette bulunan kiÅŸi ve ÅŸirketler ortaya koydukları uygulamalarla mesleÄŸimizden öte vatandaÅŸlara zarar vermektedirler. VatandaÅŸlar, büyük maddi hak kayıplarına uÄŸramaktadırlar. Esasen zarara uÄŸrayanların hakları hukukçu olmayan kiÅŸi ve ÅŸirketler tarafından takip edildiÄŸi için vatandaÅŸların büyük hak kayıpları yaÅŸaması kaçınılmaz olup bunu izaha gerek bile yoktur. Ancak teknik olarak da verilen zarara iliÅŸkin birkaç hususa deÄŸinmek istiyoruz. Åžöyle ki;
Ä°ÅŸin takibi, hiçbir hukuk etiÄŸimi almamış yetkisiz ve bilgisiz kiÅŸilerce yapıldığından bazen gereksiz iÅŸlemlerin yapıldığı ve süre kaybına neden olunduÄŸu, bazen de asıl talep edilmesi gereken hakların talep edilmediÄŸi görülmektedir. Bu kiÅŸi ve kurumların amacı, zarar görenlerin tazminat alacaklarını tam olarak tahsil etmek deÄŸil, kendilerini tatmin edecek bir miktarda ücret kazanmaktır. Hem bu nedenle hem de bilgi eksikliÄŸi nedeniyle gerçekte uÄŸranılan zararın çok çok altında bir miktara dosyayı kapatmaktadırlar. ÖrneÄŸin, gerçek zararın 50.000 TL. olduÄŸu bir baÅŸvuru dosyasında 20.000 TL. tahsil edilerek dosya sonlandırılmaktadır. Bu yetmezmiÅŸ gibi bir de fazlaya iliÅŸkin hakları da kapsayacak ÅŸekilde sigorta ÅŸirketlerine ibranameler verilmektedir. Yine bir poliçede birden fazla teminat (bedeni, Ä°MM, manevi, koltuk sigortası gibi) bulunmasına raÄŸmen sadece bir teminat dahilinde yapılan ödeme nedeniyle tüm poliçeden kaynaklanan hak ve alacakları kapsayan ibranameler verilmektedir. Bu durumlar vatandaÅŸların büyük hak kayıpları yaÅŸamasına neden olmaktadır. Ä°ÅŸin avukat vasıtasıyla takip edilmesi durumunda gerçek zararın altında teklif edilen ödemeler ya kabul edilmemekte ya da itiraz-i kayıt ileri sürülerek ibraname imzalanmakta, böylece vatandaÅŸların hak kayıpları yaÅŸamasının önüne geçilmiÅŸ olmaktadır. Zararın tahsili dava yolu ile olduÄŸunda ise zaten mahkemece yapılan araÅŸtırmalar neticesinde gerçek zarar miktarı ortaya çıkarıldığından yine vatandaÅŸların hak kaybı yaÅŸaması önlenmiÅŸ olmaktadır.
DiÄŸer bir sorun da bu tür hizmetlerin bu tür kiÅŸi ve ÅŸirketlerce yapılmasının sigorta ÅŸirketlerinin menfaatine olmasıdır. Zira, içtihatlara ve uygulamalara aykırı bir ÅŸekilde yapılan hesaplama yöntemi (hesaplamada Yargıtay’ın kabul etmediÄŸi ve de uygulamada da kullanılmayan CSO tablosunun kullanılması, faiz, hesaplamanın müÅŸteÅŸarlık nezdinde tutulan aktüerler siciline kayıtlı aktüerler tarafından yapılması gibi) biz avukatlarca kabul edilmemekte, gerçek zararın eksiksiz tahsili için uÄŸraşılmaktadır. Bu nedenle sigorta ÅŸirketleri, biz avukatlardan bazen gereksiz özel vekaletname bazen de gereksiz evrak gibi taleplerde bulunarak iÅŸin sürüncemede kalmasına sebebiyet vermekte, gerçek zarar talep edildiÄŸinde baÅŸvuruyu reddetmektedirler. Ancak sigorta baÅŸvurusu, bu tür kiÅŸi ve ÅŸirketler tarafından yapıldığında sigorta ÅŸirketleri gerçek zararın çok çok altında bir rakamla dosyayı kapatma imkanına kavuÅŸmaktadırlar. Bu nedenlerle sigorta ÅŸirketleri de ister istemez iÅŸin içine girmekte ve bu baÅŸvuruların bu tür kiÅŸi ve ÅŸirketler tarafından yapılmasından memnuniyet duymaktadırlar. Kısacası, sistemin bu tür kiÅŸi ve ÅŸirketlere kayması sigorta ÅŸirketlerinin iÅŸine gelmektedir. Sigorta ÅŸirketleri, uygulama ve içtihatlardan ziyade 2010/4 sayılı genelge gibi hukuka, içtihatlara ve uygulamaya aykırı ancak kendi menfaatlerine olan uygulamaları kabul etmektedirler. Sigorta ÅŸirketlerinin bu tür haksız uygulamalarına itiraz etmeden baÅŸvuru iÅŸlemlerini yapan kiÅŸi ve ÅŸirketler haliyle vatandaÅŸların hak kayıpları yaÅŸamasına neden olmaktadırlar.
Sigorta ÅŸirketlerinin yaptıkları ödemelerin gerçek zararın altında olduÄŸu birçok davada alınan raporlarla ve verilen kararlarla sabittir. Sigorta ÅŸirketlerinin yaptıkları ödemelerin yetersiz bulunarak birçok davanın açıldığı ve neticede de sigorta ÅŸirketlerinin yaptıkları ödemelerin yetersiz olduÄŸunun anlaşıldığı sayısız dava dosyası bulunmaktadır. Yukarıda arz ettiÄŸimiz üzere uygulamada kabul edilen hesaplama yöntemi ile sigorta ÅŸirketlerince kabul edilen hesaplama yöntemi farklıdır. Ä°ÅŸte bu teknik hususlardan bihaber olan yetkisiz kiÅŸiler, sigorta ÅŸirketlerinin hesaplamalarını itirazsız kabul ederek vatandaÅŸların gerçek zararlarının çok çok altında bir tutarı tahsil ederek vatandaÅŸları zarara uÄŸratıp dosyayı ibraname vererek kapatmaktadırlar.
Zarar miktarını tam olarak tahsil etmeden dosyayı kapatmalarından sonra ise zarar görenlere ne bakiye alacak hakkında, ne fazlaya iliÅŸkin haklar konusunda, ne de sorumluluÄŸu daraltan ya da kaldıran sözleÅŸmelerin geçersizliÄŸi veya iptale tabi olması konusunda (TTK.m.853-854, KTK.m.95-100-111, Karayolu Taşıma Kanunu m.29) haliyle hiçbir bilgilendirme yapmadıkları/yapamadıkları, bu ÅŸekilde vatandaÅŸların tazminat haklarının tamamını aldıklarını zannetmelerine ve fazlaya iliÅŸkin hakların takipsiz bırakılmasına yol açtıkları anlaşılmıştır.
Bir ÅŸekilde daha fazla miktarda alacağını olduÄŸunu öÄŸrenen veya manevi zarar gibi tahsil edemediÄŸi zararların olduÄŸunu bilen vatandaÅŸ, vekaletname verdiÄŸi bu tür kiÅŸilere bu alacaklarını da takip etmelerini talep ettiÄŸinde “biz sadece sigorta baÅŸvurusu yapıyoruz, dava aç ve baÅŸka avukat bul” diyerek genelde dava ile uÄŸraÅŸmadıkları, dava ile uÄŸraÅŸmadıkları için de vatandaşın o dosyadaki hakkını, uÄŸrayacağı zararı düÅŸünmedikleri, bu nedenle ibranamelerin itirazsız verildiÄŸi, vatandaşın iÅŸini tam halletmeden yarı yolda bıraktıkları anlaşılmıştır.
Bu tür ÅŸirketlerin genellikle bünyesinde belki bir avukat bulunduÄŸu ancak bunun dışında neredeyse tamamı hukukçu olmayan kiÅŸilerin bulunduÄŸu, vekaletnamede ismi yazılı avukatın da iÅŸin takibi anlamında ne derece dosyaya dahil olduÄŸunun, vakıf olduÄŸunun ÅŸüpheli olduÄŸu, esasen tüm iÅŸlemlerin bir iÅŸ takipçisi tarafından takip edildiÄŸi, bazılarının internet sitelerinin bulunduÄŸu, internet üzerinden reklamlarını yaptığı, vekaletnamesini aldıkları kiÅŸinin genellikle sadece sigorta baÅŸvurusu iÅŸini takip ettikleri, sigorta baÅŸvurusundan netice alınamaması halinde de komisyon karşılığında avukat yardımı aldıkları anlaşılmıştır.
GörüleceÄŸi üzere vatandaÅŸların maddi zararlarına iliÅŸkin hukuki bilgi ve tecrübe gerektiren takip iÅŸlemleri hukukçu olmayan iÅŸ takipçileri ile takip edilmektedir. Oysa ki maddi zarar, kiÅŸinin kusuru, geliri, yaşı, bakiye ömrü, evlenme ihtimali, destek süresi, destek payları gibi hususlar çerçevesinde ancak hukukçular tarafından bilinebilecek ve ortaya konulabilecek çok teknik ve de hukuki konulardır. Hukuki bir konuda avukat olmayan kiÅŸilerin faaliyette bulunmaları Avukatlık Kanunu’na aykırı olduÄŸu gibi adaletin ehil ve yetkili olmayan kiÅŸilere teslim edilmesine, vatandaÅŸların büyük zararlara uÄŸramasına neden olmaktadır.
Mevcut sistemin ve uygulamaların adaletin kötü iÅŸlemesine ve vatandaÅŸların çok büyük zararlara uÄŸramasına neden olduÄŸu ortadadır. Ancak, sorunların yetkili kiÅŸilerce bilinmediÄŸi, bilinçli olanların da sorunların çözümü adına herhangi bir giriÅŸimde bulunmadıkları da malumdur.
Böyle bir konuda çalışma yapmamızın maksadı, yetkili olmayan kiÅŸiler tarafından yürütülen bu faaliyetlerin nasıl yürütüldüÄŸünü, vatandaÅŸların ne gibi hak kayıplarına uÄŸratıldıklarını ortaya koyabilmek ve meslektaÅŸlarımızdan gelecek bilgi ve belge anlamındaki destekle bu tür faaliyetlerin önlenmesini temin etmektir. Bu nedenle sorunun daha saÄŸlıklı anlaşılması için tespit edebildiÄŸimiz hususları arz edip sorunu izah etmeye çalıştık.
Netice itibariyle, her geçen gün mevcut sistemin büyümesi, bu sistemle çalışan kiÅŸi ve ÅŸirket sayısının artması, sorunun ülkenin tamamına yayılmış olması nedeniyle tüm kiÅŸi ve ÅŸirketlerin baromuzca re’sen tespit edilmesi mümkün gözükmemektedir. Bu nedenle somut bilgi ve belgeleriyle birlikte bu tür hizmetler veren kiÅŸilerin meslektaÅŸlarımızca 06.01.2014 tarihine kadar baro kalemine bildirilmesi için internet sitemizde yayın yapılmasını faydalı gördük.
Ä°nternet sitemizdeki yayından sonra meslektaÅŸlarımızdan gelecek bilgi ve belgeler deÄŸerlendirilerek yeniden bir rapor hazırlanarak, Avukatlık Kanunu m.35, 48, 63 ve Avukatlık Kanunu YönetmeliÄŸi m.14 gereÄŸince bu tür kiÅŸilerin Cumhuriyet BaÅŸsavcılığına ÅŸikayet edilmesi ve konunun önemine bianen en son hazırlanacak raporun baÅŸta Adalet Bakanlığı ve Türkiye Barolar BirliÄŸi olmak üzere ilgili kurumlara gönderilerek bu tür ÅŸirketlerin faaliyetlerin yasaklanması için gerekli giriÅŸimlerin yapılacağı önemle duyurulur.
Kayseri Barosu Yönetim Kurulu 26.12.2013